Haber

Dolar yükselecek mi?

Ekonomistlere göre döviz kurlarındaki yükselişi önlemek için güçlü bir enflasyonla mücadele programı ortaya koymak ve gerçek bir mali disiplin uygulamak kuraldır. Dolar kuru dün 27,27 TL ile tarihi zirvesine ulaşırken, Euro rekorunu 30,75 TL’ye yükseltti. Dolar bugün 27 liranın biraz altında işlem görürken euro 30 liranın üzerinde kaldı.

Döviz kurlarındaki bu hızlı yükseliş daha ne kadar devam edecek?

DW Türkçe’ye konuşan ekonomistlere göre bugünkü faiz artışının piyasa beklentilerinin altında olacağına dair sinyaller gelse de tek sebep bu değil. Buna bağlı olarak, Türk Lirası’nın hızlı değer kaybında son dönemde yaşanan fiyat artışlarıyla birlikte enflasyon beklentisinin artması, finansal piyasalardaki daralma ve yatırımcı güvenindeki eksiklik etkili oluyor. Ekonomistler, temel sorunlar çözülmeden döviz kurlarındaki yükselişi durdurmanın mümkün olmadığı konusunda uyarıda bulunuyor.

Faiz oranı %20’yi geçer mi?

Merkez Bankası geçen ay bir hafta vadeli repo faizi olan politika faizini 650 baz puan artırarak yüzde 15’e çıkarmıştı. Ekonomistlerin beklentisi, bu ayki toplantıda faiz oranlarının 500 baz puan daha artırılacağı yönündeydi. Ancak bu artışın daha düşük olacağına ve politika faizinin yüzde 20’nin altında kalacağına dair artan sinyaller var. Bu, pazarlarda ekonomiBu durum, yönetimin faiz artırımı konusunda tereddütlü davrandığı ve politika faizinin uzun bir süre daha enflasyonun altında kalacağı endişelerini artırmaktadır.

Düşük faiz politikalarının etkisiyle yaşanan kur krizi ve TL’de devam eden değer kaybı nedeniyle enflasyon Ekim 2022’de 24 yılın zirvesi olan yüzde 85,51’e ulaşmıştı. Haziran ayında yüzde 38,21’e gerileyen enflasyonun yılın ikinci yarısından itibaren tekrar yükselişe geçmesi ve yıl sonunda yüzde 60’a ulaşması bekleniyor. Merkez Bankası para basıyor

DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Prof. Dr. Sinan Alçın, döviz kurlarındaki artışın nedenlerinden birinin de Döviz Korumalı Mevduat (KKM) ödemeleri olduğunu söylüyor. KKM ödemelerinin Hazine’den Merkez Bankası’na aktarıldığını hatırlatan Alçın, ödemeleri telafi etmek için emisyonların artırılmasının da TL’nin ucuzlamasına neden olduğunu vurguluyor.

“Tedavüldeki banknotlar” anlamına da gelen emisyon hacmi, Merkez Bankası tarafından ihraç edilen toplam banknot miktarını ifade etmektedir. Geçen yılın başında 232 milyar TL olan emisyon hacmi, Aralık ayında 342 milyar TL’ye ulaştı. Resmi bilgilere göre emisyon hacmi Mayıs’tan Haziran’a kadar olan bir aylık dönemde 389,7 milyar TL’den 515,9 milyar TL’ye yükseldi.

Merkez Bankası’nın bugünkü faiz kararının geçen ayki artışın daha da altında olacağına dair sinyallerin de kurdaki yükselişte etkili olduğunu söyleyen Alçın’a göre, bu durum Merkez Bankası’nın güçlü bir para politikası uygulamayacağı izlenimi yaratıyor. politika. Öte yandan, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun geçen ay aldığı kararda, normalleşme kapsamında bankalara mevduat ve Merkez Bankası’na döviz yükümlülüğünün kaldırılması gibi makro ihtiyati tedbirlerin kademeli olarak kaldırılacağının belirtildiğinin altını çizen Alçın, “Ancak Bunun son bir ayda olmadığını gördük.Yani finans piyasasındaki sıkışıklık bir anlamda oradaki madenler düzelmiyor.Tabi bütün bunlar bir araya gelince tansiyon artıyor. “

Enflasyon beklentileri yükseldi

Son dönemde Özel Tüketim Vergisi’ndeki (ÖTV) artış ve artışların enflasyon beklentilerini de yükselttiğine işaret eden Alçın, yılsonu beklentilerindeki sert artışın da TL’ye olan güveni azalttığını ve dolayısıyla kurdaki yükselişi tetiklediğini vurguluyor ve ekliyor: “Çünkü enflasyonun ilk etkisi ulusal paranın değer ve satın alma gücünün kaybıdır.”

Uluslararası kuruluşların Türkiye için yılsonu enflasyon beklentilerini yüzde 60’a yükselttiklerini kaydeden Alçın, Temmuz ayında rekor bir aylık enflasyonun kırılabileceğine dikkat çekiyor.

Sinan Alçın’a göre döviz kurlarındaki artışın bir diğer nedeni de Körfez sermayesinin Türkiye’ye yaptığı yatırımın aslında çok büyük bir meblağ olmayabileceği ve dolayısıyla en azından kısa veya orta vadede olmayacağının beklenmesi. Türkiye’deki bu döviz darboğazını aşacak kadar katkı sağlayabilecektir.

“Bilinçli bir tercih olabilir”

DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Prof. Dr. Ceyhun Elgin ise özellikle Körfez’den Türkiye’ye yatırım kararlarının beklendiği bu dönemde Türk lirasındaki değer kaybının bilinçli bir politika tercihi olabileceğini düşünüyor.

“Yatırımlardan önce Türk Lirası’nın kaybedilmesine bilinçli olarak izin verildiğini düşünüyorum” diyen Elgin, bunu şöyle açıklıyor: “Örneğin Türkiye’ye 50 milyon dolarlık bir yatırımla giriyorsunuz. Orjinal döviz kuru, şu anki çok pahalı olan Türk Lirası kuru ile değil.Öyle ki şu anda yatırımın gelmesi için Türk Lirasının tırnak içinde kaybolması tesadüf. Türk Lirası’nın Körfez gezisi öncesi Türk Lirası’nın yavaş yavaş geri çekilmesinin tesadüf olduğunu düşünüyorum.”

Devletin bir anlamda buna mecbur olduğunu ifade eden Elgin, Türk Lirası’nın reel olarak mevcut enflasyona göre hala değerli olduğunu ve dolayısıyla değer kaybının devam edeceğini vurguluyor.

Elgin, “Hükümet kanadındaki beklenti, vergi ve kur artışlarının bir iki ay enflasyonu yükselteceği, ancak sonbahardan itibaren yatırım girişiyle bariz bir noktada istikrara kavuşacağı ve gerçeklerin değişmeye başlayacağı yönünde” diyor. Yıl sonuna kadar geriler” diyen Elgin, Türkiye’de seçmenin son aylara bakarak oy vermeyi tercih ettiğini sözlerine ekledi.

Ancak Prof. Elgin bunu riskli bulmaktadır. “Yeterli yatırım olmazsa istikrar olmayabilir. Ayrıca Türkiye ekonomisi dış gelişmelere çok bağımlı. Dış konjonktürde gelişigüzel bir değişiklik bu dengeleri değiştirebilir.”

“Beklentilerin değişmesi zaman alır”

Öte yandan enflasyon beklentilerinin önemine dikkat çeken Elgin, son dönemde akaryakıt fiyatlarında yaşanan artış ve kurdaki atağın üreticilerin fiyat yapıcıların beklentilerinin bozulmasında haklı olduğunu ortaya koyduğunu vurguluyor. Elgin, 2000’li yılların başında olduğu gibi bu beklentilerin değişmesinin uzun zaman alacağını belirtiyor.

Merkez Bankası’nın bu ay faiz artırımının piyasaların beklentilerini karşılamayacağını düşünen Elgin, “Hükümete yakın gazetecilerin yazdığı rakamlar piyasa tahminlerinin çok altındaydı. Piyasalar bunun doğru olduğu varsayımıyla tepki gösterdi. Faiz artırımı yetmeyecek gibi görünüyor.Ancak daha yüksek bir artış için muhtemelen izin alamayacaklarını anlıyorum.Burada söylenecek fazla bir şey yok.Akıllıca yapılması gereken açık.”

“Temel risk ödemeler dengesi”

prof. Dr. Sinan Alçın ise güçlü bir enflasyonla mücadele programı ve gerçek bir mali disiplin olmadan döviz kurlarındaki yükselişin durdurulamayacağı görüşünde. Ekonomi yönetiminin para politikasında ürkek, vergi toplamada şahin, maliyede ise kamu tasarrufunda güvercin olduğunu kaydeden Alçın, yerel seçimlerden önce bu durumun değişmesinin mümkün görünmediğini belirterek, “Yeter ki cari açık ve enflasyon sorunu devam ederse TL’nin değer kaybı bitmeyecek.”

Uygulanan politikaların rasyonelliği konusunda soru işaretleri olduğunu ve yabancı yatırımcıların Türkiye’ye gelmek konusunda hala isteksiz olduğunu vurgulayan Alçın, Türkiye’nin kapısını çalan asıl riskin ödemeler dengesi olduğunu söylüyor.

DW Türkçe’ye VPN ile sansürsüz nasıl erişebilirim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort